Turkish Vocabulary
Click on letter: GT-Google Translate; GD-Google Define; H-Collins; L-Longman; M-Macmillan; O-Oxford; © or C-Cambridge

GT GD C H L M O
a

GT GD C H L M O
ab /ˌeɪˈbiː/ = ABBREVIATION: edebiyat fakültesi diploması; USER: ab,

GT GD C H L M O
activities /ækˈtɪv.ɪ.ti/ = NOUN: faaliyetler, etkinlikler; USER: faaliyetler, etkinlikler, faaliyetleri, faaliyetlerini, faaliyetlerinin, faaliyetlerinin

GT GD C H L M O
addition /əˈdɪʃ.ən/ = NOUN: ek, ilave, ekleme, toplama, katkı, katılma, eklenti, katma, artış, katılan şey, zam; USER: ek, Ayrıca, Buna ek, yanı sıra, yanı, yanı

GT GD C H L M O
administration /ədˌmɪn.ɪˈstreɪ.ʃən/ = NOUN: yönetim, idare, uygulama, hükümet, idarecilik, ettirme, bakanlar kurulu, yerine getirme; USER: yönetim, yönetimi, yönetiminin, idaresi, uygulama

GT GD C H L M O
alliance /əˈlaɪ.əns/ = NOUN: ittifak, birlik, anlaşma, birleşme, bağ, pakt, antlaşma, dünürlük, akrabalık; USER: ittifak, oyuncu birliğini, birlik, alliance, birliğini

GT GD C H L M O
alongside /əˌlɒŋˈsaɪd/ = PREPOSITION: yanında, yanısıra, yan yana; ADVERB: yanısıra, yan yana, borda bordaya; USER: yanında, birlikte, ile birlikte, yanı sıra, yanına

GT GD C H L M O
also /ˈɔːl.səʊ/ = ADVERB: da, de, ayrıca, hem de, hem, keza, dahi, üstelik; USER: da, ayrıca, de, aynı zamanda, zamanda, zamanda

GT GD C H L M O
american /əˈmer.ɪ.kən/ = ADJECTIVE: Amerikan; NOUN: Amerikalı, Amerikan İngilizcesi; USER: Amerikan, american, Amerika, Amerikalı

GT GD C H L M O
and /ænd/ = CONJUNCTION: ve, ile, de; USER: ve, ile, ile

GT GD C H L M O
annual /ˈæn.ju.əl/ = NOUN: yıllık, senelik, bir yıl yaşayan bitki; ADJECTIVE: yıllık, senelik, bir yıllık, her yıl yapılan; USER: yıllık, yıl, faaliyet, yılda, senelik

GT GD C H L M O
anti /ˈæn.ti/ = NOUN: muhalif, karşı olan kimse; USER: Anti, karşıtı, önleyici, karşı

GT GD C H L M O
appointed /əˈpɔɪn.tɪd/ = ADJECTIVE: döşenmiş, belirlenmiş, görevlendirilmiş, tayin edilmiş, kararlaştırılmış, saptanmış; USER: döşenmiş, atandı, tayin, atanan, konforlu

GT GD C H L M O
april /ˈeɪ.prəl/ = NOUN: Nisan

GT GD C H L M O
as /əz/ = ADVERB: olarak, gibi, kadar, iken; PRONOUN: gibi; CONJUNCTION: olduğu gibi, ki, iken, rağmen, karşın, madem, mademki, -diği gibi, -irken; USER: olarak, gibi, kadar, yanı, şekilde, şekilde

GT GD C H L M O
astra = USER: astra, el astra, corsa, opel astra,

GT GD C H L M O
at /ət/ = PREPOSITION: -de, -da, -ye, -ya, -e, -a; NOUN: savaşçı, asker, eyt; USER: de, az, at, okuyun, azından, azından

GT GD C H L M O
auditor /ˈɔː.dɪt.ər/ = NOUN: denetçi, hesap kontrolörü, denetici, dinleyici öğrenci, dersi dışarıdan izleyen öğrenci; USER: denetçi, denetçinin, BS Denetçisi, denetim

GT GD C H L M O
automobile /ˌôtəmōˈbēl/ = NOUN: otomobil, araba; USER: otomobil, otomotiv, bir otomobil, araba

GT GD C H L M O
based /-beɪst/ = ADJECTIVE: merkezli, kurulmuş, bulunan, yerleşik, dayanmış, tesis edilmiş; USER: merkezli, göre, dayalı, esas, temel

GT GD C H L M O
became /bɪˈkeɪm/ = VERB: olmak, haline gelmek, yaraşmak, kesilmek, yakışmak, uymak, güzel durmak, -laşmak, -leşmek; USER: oldu, olmuştur, haline geldi, haline, haline gelmiştir, haline gelmiştir

GT GD C H L M O
before /bɪˈfɔːr/ = ADVERB: önce, önceki, karşı, önde; PREPOSITION: önce, önünde, önüne, evvel, huzurunda, karşısında, önde; CONJUNCTION: önce; USER: önce, öncesi, daha önce, önceki

GT GD C H L M O
being /ˈbiː.ɪŋ/ = NOUN: varlık, olma, varoluş, yaradılış, yapı; USER: olma, varlık, olmak, olan, olmanın, olmanın

GT GD C H L M O
bnp

GT GD C H L M O
board /bɔːd/ = NOUN: tahta, kurul, pano, mukavva, heyet, borda, sörf, komisyon, meclis, ilan tahtası, yiyecek içecek; VERB: binmek; USER: tahta, kurulu, pansiyon, kartı, yönetim kurulu

GT GD C H L M O
born /bɔːn/ = ADJECTIVE: doğmuş, doğum; USER: doğmuş, doğum, doğdu, doğan, doğumlu

GT GD C H L M O
boulogne

GT GD C H L M O
by /baɪ/ = PREPOSITION: tarafından, göre, ile, yoluyla, kadar, vasıtasıyla, yanında, kenarında, başında, yanından, yakınında, yakınından, yolundan; ADVERB: yakın, geçecek biçimde, geçişli biçimde, bir kenara; USER: tarafından, göre, ile, by, edenler tarafından

GT GD C H L M O
ceo /ˌsiː.iːˈəʊ/ = USER: ceo, ICEcat, CEO'su, Genel Müdür, Genel Müdürü

GT GD C H L M O
chairman /-mən/ = NOUN: başkan, reis, tekerlekli sandalye sürücüsü, tahtırevan taşıyıcısı; USER: başkan, başkanı, Kurulu Başkanı, Yönetim Kurulu Başkanı, başkanlığını

GT GD C H L M O
chief /tʃiːf/ = NOUN: baş, şef, reis, amir, armanın en üst kısmı; ADJECTIVE: baş, ana, belli başlı, en üst rütbeli; USER: baş, başkanı, şefi, şef, müdürü

GT GD C H L M O
cole /kōl/ = NOUN: kolza, lâhana türü sebze; USER: kolza, cole, Cole'un, lâhana türü sebze

GT GD C H L M O
commander /kəˈmɑːn.dər/ = NOUN: komutan, kumandan, amir, şef, tarikat şefi; USER: komutan, komutanı, commander, kumandan, kumandanı

GT GD C H L M O
commission /kəˈmɪʃ.ən/ = NOUN: komisyon, heyet, görev, sipariş, komite, kurul, görevlendirme, atama, terfi, ısmarlama; VERB: görevlendirmek, atamak; USER: komisyon, komisyonu, Komisyonu'nun, komisyonun

GT GD C H L M O
communication /kəˌmjuː.nɪˈkeɪ.ʃən/ = NOUN: iletişim, haberleşme, bağlantı, irtibat, ulaşım, tebliğ, mesaj, kominikasyon, temas, haber, nakletme, yayma; USER: iletişim, iletişimi, haberleşme, iletişimin, bağlantı

GT GD C H L M O
communications /kəˌmjuː.nɪˈkeɪ.ʃən/ = NOUN: iletişim, haberleşme, bağlantı, irtibat, ulaşım, tebliğ, mesaj, kominikasyon, temas, haber, nakletme, yayma; USER: iletişim, haberleşme, iletişimi, iletişimleri, iletişimin

GT GD C H L M O
confirmed /kənˈfɜːmd/ = ADJECTIVE: onaylı, müzmin, tasdikli, yerleşmiş, tiryaki, bağımlı; USER: onaylı, onaylamıştır, teyit, doğruladı, doğrulandı

GT GD C H L M O
corporate /ˈkɔː.pər.ət/ = ADJECTIVE: tüzel, toplu, şirkete ait, birleşmiş; USER: tüzel, kurumsal, şirket, kurumlar, Corporate

GT GD C H L M O
current /ˈkʌr.ənt/ = NOUN: akım, akıntı, cereyan, eğilim; ADJECTIVE: geçerli, cari, şimdiki, bugünkü, geçer, tedavüldeki; USER: akım, geçerli, cari, mevcut, güncel

GT GD C H L M O
d /əd/ = NOUN: re, geçer not; USER: d, Ge, B, M

GT GD C H L M O
de

GT GD C H L M O
december /dɪˈsem.bər/ = NOUN: Aralık

GT GD C H L M O
des

GT GD C H L M O
development /dɪˈvel.əp.mənt/ = NOUN: geliştirme, kalkınma, gelişme, büyüme, site, tab etme, geliştirilmiş ürün, son durum; USER: gelişme, geliştirme, kalkınma, gelişimi, gelişim

GT GD C H L M O
direction /daɪˈrek.ʃən/ = NOUN: yön, yönetim, istikamet, talimat, yönetme, emir, açıklama, direktörlük, kumanda, alıcı adresi; USER: yön, yönde, yönü, yönünde, yönünü

GT GD C H L M O
director /daɪˈrek.tər/ = NOUN: yönetmen, müdür, yönetici, direktör, idareci, yönetim kurulu üyesi, orkestra şefi, koro şefi; USER: yönetmen, müdürü, direktörü, yönetmeni, yöneticisi

GT GD C H L M O
directors /daɪˈrek.tər/ = NOUN: yönetmen, müdür, yönetici, direktör, idareci, yönetim kurulu üyesi, orkestra şefi, koro şefi; USER: yönetim, direktörleri, yöneticileri, yönetmenleri, yönetmenler

GT GD C H L M O
directorship /daɪˈrek.tə.ʃɪp/ = NOUN: direktörlük, müdürlük; USER: direktörlük, müdürlü-, müdürlük, directorship, konusu yönetmenlerin amacı,

GT GD C H L M O
discrimination /dɪˌskrɪm.ɪˈneɪ.ʃən/ = NOUN: ayırt etme, fark gözetme, ayrıcalık yapma, ayırma yetkisi; USER: ayırt etme, ayrımcılık, ayrımcılığa, ayrımcılığı, ayrımcılığın

GT GD C H L M O
engineering /ˌenjəˈni(ə)r/ = NOUN: mühendis, makinist, teknisyen, makine mühendisi, tekniker, çarkçı; VERB: mühendislik yapmak, mühendisliğini yapmak, yapmak, düzenlemek; USER: mühendislik, mühendisliği, Engineering, ürünler, tekniği

GT GD C H L M O
equal /ˈiː.kwəl/ = ADJECTIVE: eşit, aynı, denk, eş, dengeli, uygun, başabaş, yeterli, düzenli; NOUN: denk, emsal, yaşıt; USER: eşit, eşittir, aynı, eşitliği, denk

GT GD C H L M O
executive /ɪɡˈzek.jʊ.tɪv/ = ADJECTIVE: yürütme, yönetim, icra, yetkili, uygulama ile ilgili; NOUN: yönetici, idareci, hükümet; USER: yürütme, yönetici, executive, yönetim, icra

GT GD C H L M O
fax /fæks/ = NOUN: faks; USER: faks, fakslamak, fax, fakslayabilirsiniz, fakslayın

GT GD C H L M O
financial /faɪˈnæn.ʃəl/ = ADJECTIVE: finansal, mali, parasal; USER: mali, finansal, finans, maddi, finansman

GT GD C H L M O
for /fɔːr/ = PREPOSITION: için, amacıyla, dolayı, uygun, göre, karşı, yönünde, doğru, yarayan, sebebiyle; CONJUNCTION: dolayı, nedeniyle, çünkü, zira; USER: için, boyunca, for, üzere, üzere

GT GD C H L M O
from /frɒm/ = PREPOSITION: itibaren, -dan, -den, beri, dolayı, yüzünden, -den beri; USER: itibaren, adlı, adlı işletmeye, gelen, dan, dan

GT GD C H L M O
general /ˈdʒen.ər.əl/ = ADJECTIVE: genel, umumi, yaygın, baş, tahmini, şef; NOUN: general, komutan, orgeneral, genel ilkeler, tarikat lideri; USER: genel, General, genel bir, genel olarak, genelde, genelde

GT GD C H L M O
graduate /ˈɡrædʒ.u.ət/ = NOUN: mezun, üniversite mezunu, master öğrencisi; ADJECTIVE: mezun, lisans üstü, üniversite mezunu, master öğrencisi, diplomalı; VERB: mezun olmak, bitirmek, mezun etmek, diploma vermek; USER: mezun, lisansüstü, lisans, yüksek lisans, mezuniyet

GT GD C H L M O
graduated /ˈgrajo͞oˌāt/ = ADJECTIVE: mezun, dereceli, derecelere ayrılmış; USER: mezun, mezun oldu, mezunu, bitirdi, mezun olmuştur

GT GD C H L M O
grand /ɡrænd/ = ADJECTIVE: büyük, genel, muhteşem, ulu, asil, soylu, ağırbaşlı, baş, ana, önemli; NOUN: bin dolar, kuyruklu piyano; USER: büyük, büyük bir, bin, görkemli, genel, genel

GT GD C H L M O
group /ɡruːp/ = NOUN: grup, topluluk, küme, takım, heyet, öbek, kafile, kütle, manga, filo; VERB: gruplandırmak, sınıflandırmak, gruplaşmak, toplanmak; USER: grup, grubu, grubunda, grubunun, grubuna

GT GD C H L M O
he /hiː/ = PRONOUN: o, kendisi; NOUN: erkek; USER: o, diye, onun, de, da, da

GT GD C H L M O
head /hed/ = NOUN: baş, kafa, ana, başkan, tepe, müdür, kelle, şef, lider, akıl; ADJECTIVE: baş, baştaki; USER: baş, kafa, başkanı, kafası, başı

GT GD C H L M O
him /hɪm/ = PRONOUN: onu, ona, o, kendine, kendi; USER: onu, ona, onun, onunla, kendisine, kendisine

GT GD C H L M O
his /hɪz/ = PRONOUN: onun, onunki; USER: onun, yaptığı, kendi, kendi

GT GD C H L M O
honor /ˈɒn.ər/ = NOUN: onur, şeref, namus, hürmet, haysiyet, özsaygı; VERB: onurlandırmak, saygı göstermek, şeref vermek, saymak, kabul etmek, Onur Nişanı vermek; USER: onur, onurlandırmak, onuruna, saygı, namus

GT GD C H L M O
honorary /ˈɒn.ər.ə.ri/ = ADJECTIVE: fahri, onursal; USER: fahri, onursal, onur, şeref, fahri görev

GT GD C H L M O
in /ɪn/ = ADVERB: içinde; PREPOSITION: içinde, olarak, -de, -da, halinde, içine, içeri; ADJECTIVE: yerinde, iç, içeride, evde; USER: içinde, olarak, bölgesindeki, yılında, in, in

GT GD C H L M O
is /ɪz/ = USER: olduğunu, olduğu, olan, bir, olup, olup

GT GD C H L M O
joined /join/ = VERB: katılmak, birleştirmek, katmak, üye olmak, birleşmek, eklemek, iştirak etmek, kaynamak, sınırı ortak olmak; USER: katıldı, joined, katıldığı, e katıldı, katılan

GT GD C H L M O
july /dʒʊˈlaɪ/ = NOUN: Temmuz

GT GD C H L M O
june /dʒuːn/ = NOUN: Haziran Haziran

GT GD C H L M O
l

GT GD C H L M O
la /lɑː/ = USER: LA-abbreviation, LA

GT GD C H L M O
legion /ˈliː.dʒən/ = NOUN: lejyon, kalabalık, birlik; USER: lejyon, Legion, lejyonu, lejyonun, kalabalıktır

GT GD C H L M O
management /ˈmæn.ɪdʒ.mənt/ = NOUN: yönetim, işletme, idare, müdürlük, idarecilik; USER: yönetim, yönetimi, yönetiminin, yönetimini, yönetiminde, yönetiminde

GT GD C H L M O
manager /ˈmæn.ɪ.dʒər/ = NOUN: yönetici, müdür, idareci, yönetmen, menejer, işletmeci; USER: müdür, yönetici, yöneticisi, antrenör, müdürü

GT GD C H L M O
manufacturing /ˌmanyəˈfakCHər/ = VERB: üretmek, imal etmek, uydurmak; USER: üretim, imalat, üretimi, imalatı, üretiminde

GT GD C H L M O
march /mɑːtʃ/ = NOUN: marş, sınır, hudut, sınır bölgesi, uygun adımla yürüyüş; VERB: yürüyüş yaptırmak, uygun adım yürümek; USER: marş, Mart, yürüyüş, yürüyüşü, march

GT GD C H L M O
may /meɪ/ = VERB: olası olmak, mümkün olmak, -ebilmek, -abilmek; USER: olabilir, may, may

GT GD C H L M O
media /ˈmiː.di.ə/ = NOUN: medya, basın; USER: medya, Media, ortam, ortamı, medyanın

GT GD C H L M O
meeting /ˈmiː.tɪŋ/ = NOUN: buluşma, toplantı, görüşme, karşılama, karşılaşma, miting, oturum, birleşme; USER: toplantı, toplantısı, toplantısında, toplantıda, toplantıya, toplantıya

GT GD C H L M O
merit /ˈmer.ɪt/ = NOUN: değer, erdem, fazilet, meziyet, yararlık; VERB: hak etmek, değmek, layık olmak; USER: hak, hak eden, layık, liyakat, hak etmektedir

GT GD C H L M O
michelin = USER: michelin, bir michelin,

GT GD C H L M O
mines /maɪn/ = NOUN: maden, mayın, maden ocağı, lağım, torpil, memba; USER: mayın, madenleri, maden, mayınlar, madenler

GT GD C H L M O
minister /ˈmɪn.ɪ.stər/ = NOUN: bakan, papaz, vekil; VERB: vaiz; USER: bakan, bakanı, bakanlığı, bakanın, bakanının

GT GD C H L M O
monde /ˌbəʊ ˈmɒnd/ = NOUN: dünya, çevre; USER: monde, Monde'da, Monde'un,

GT GD C H L M O
motor /ˈməʊ.tər/ = NOUN: motor, otomobil, araba, makina; ADJECTIVE: motor, hareket ettirici; VERB: otomobille gitmek, arabayla götürmek; USER: motor, motoru, motorlu, motorun, motora

GT GD C H L M O
mr /ˈmɪs.tər/ = USER: Mr-abbreviation, Mr, Mr, Mr; USER: mr, bay, Sayın, Sn, Sn

GT GD C H L M O
named /neɪm/ = ADJECTIVE: adlı, denilen; USER: adlı, adında, adlandırılmış, isimli, adı

GT GD C H L M O
national /ˈnæʃ.ən.əl/ = ADJECTIVE: ulusal, milli; NOUN: vatandaş, yurttaş; USER: ulusal, National, milli, ulusal bir

GT GD C H L M O
north /nɔːθ/ = NOUN: kuzey, kuzey bölge; ADJECTIVE: kuzey, kuzeydeki, kuzeyden esen; ADVERB: kuzeyinde, kuzey, kuzeyde, kuzeye doğru; USER: kuzey, kuzeyinde, kuzeyinde Otel, kuzeyde

GT GD C H L M O
not /nɒt/ = USER: not-, not, not a, no, not, no, nay, nope; USER: değil, değildir, yok, olmayan, değildi, değildi

GT GD C H L M O
of /əv/ = PREPOSITION: yüzünden, -nin, -den, -li; USER: bir, arasında, bölgesinin, of, km, km

GT GD C H L M O
officer /ˈɒf.ɪ.sər/ = NOUN: subay, memur, polis memuru; VERB: komuta etmek, idare etmek, subayları atamak; USER: subay, memur, memuru, görevlisi, subayı

GT GD C H L M O
operating = ADJECTIVE: kullanma, işletme, çalıştırma, ameliyat; USER: işletme, işletim, faaliyet, faaliyet gösteren, çalışma

GT GD C H L M O
operations /ˌɒp.ərˈeɪ.ʃən/ = NOUN: işlem, operasyon, işletme, çalıştırma, ameliyat, işleyiş, kullanma, iş, harekât, tatbikat, etkinlik, cerrahi müdahale, hüküm, yürürlük; USER: işlemleri, işlemler, operasyonları, operasyonlar, operasyon

GT GD C H L M O
opportunities /ˌɒp.əˈtjuː.nə.ti/ = NOUN: fırsat, şans, uygun durum; USER: fırsatları, fırsatlar, fırsat, olanakları, imkanları, imkanları

GT GD C H L M O
order /ˈɔː.dər/ = NOUN: sipariş, düzen, sıra, emir, tarikat, tertip, asayiş, basamak, dizi; VERB: sipariş vermek, ısmarlamak, emretmek; USER: sipariş, için, amacıyla, sırayla, düzeni, düzeni

GT GD C H L M O
planning /ˈplæn.ɪŋ/ = NOUN: planlama, tasarım, düzene sokma, plancılık; USER: planlama, planlıyorsanız, planlıyor, planlıyoruz, planlaması

GT GD C H L M O
plant /plɑːnt/ = NOUN: bitki, tesis, fabrika, dikme, işletme, fidan, demirbaş, ihbarcı; VERB: dikmek, dikmek, koymak, ekmek; USER: bitki, tesisi, tesis, bitkinin, bitkisel

GT GD C H L M O
po /ˌpiːˈəʊ/ = USER: po, PY, PÇ,

GT GD C H L M O
president /ˈprez.ɪ.dənt/ = NOUN: cumhurbaşkanı, başkan, devlet başkanı, genel müdür, rektör; USER: başkan, başkanı, cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanının, devlet başkanı

GT GD C H L M O
press /pres/ = NOUN: basın, pres, baskı, acele, basın mensupları; VERB: basmak, sıkıştırmak, zorlamak, baskı yapmak, sıkmak, sıkmak, preslemek; USER: basın, tuşuna basın, düğmesine basın, tuşuna, basınız

GT GD C H L M O
prime /praɪm/ = ADJECTIVE: asal, başlıca, birincil, baş, ilk, en önemli; NOUN: asal sayı, başlangıç, en güzel zaman, gençlik; VERB: tulumbaya su koymak, ağızotu koymak; USER: asal, ana, Başbakan, birinci sınıf, birinci sınıf bir

GT GD C H L M O
purchasing /ˈpərCHəs/ = NOUN: satın alma; USER: satın alma, satın, alım, satın almak, satınalma

GT GD C H L M O
release /rɪˈliːs/ = VERB: serbest bırakmak, bırakmak, salıvermek; NOUN: serbest bırakma, bırakma, salıverme, deklanşör, serbest kalma, kurtuluş, devir, feragat, azat; USER: bırakın, serbest, serbest bırakmak, serbest bırakın, yayınlayacak

GT GD C H L M O
remains /rɪˈmeɪnz/ = NOUN: kalıntılar, kalanlar, artıklar, izler, kalıtlar, ceset kalıntısı, ölünün kemikleri, yemek artıkları; USER: kalıntılar, kalır, devam, olmaya devam etmektedir, olmaya devam

GT GD C H L M O
renew /rɪˈnjuː/ = VERB: yenilemek, tazelemek, uzatmak, yinelemek, bakım yapmak, tekrarlamak; USER: yenilemek, yenileme, yenilemeyi, yenilemeye, yenilenmesi

GT GD C H L M O
republic /rɪˈpʌb.lɪk/ = NOUN: cumhuriyet; USER: cumhuriyet, republic, cumhuriyeti, cumhuriyetin, republic Devlet

GT GD C H L M O
research /ˈrēˌsərCH,riˈsərCH/ = NOUN: araştırma, inceleme, arama, etüt, arama çalışmaları; ADJECTIVE: araştırma; VERB: araştırmak, araştırma yapmak, incelemek, arama çalışmaları yapmak; USER: araştırma, araştırmalar, araştırması, araştırmaları, araştırmanın

GT GD C H L M O
responsibilities /rɪˌspɒn.sɪˈbɪl.ɪ.ti/ = NOUN: sorumluluk, yükümlülük, mesuliyet, güvenilirlik, sağlamlık, ödeme gücü, temyiz gücü; USER: sorumlulukları, sorumluluklar, sorumluluklarını, sorumluluk, sorumluluklarının

GT GD C H L M O
responsible /rɪˈspɒn.sɪ.bl̩/ = NOUN: sorumluluk, yükümlülük, mesuliyet, güvenilirlik, sağlamlık, ödeme gücü, temyiz gücü; USER: sorumlu, sorumludur, sorumluluk, sorumlusu, sorumluluk sahibi

GT GD C H L M O
rue /ruː/ = VERB: pişman olmak, pişmanlık duymak, üzülmek, acımak; NOUN: sedefotu; USER: pişman olmak, rue, pişman, esef, sedefotu

GT GD C H L M O
s = USER: s, ler, lar, temizle, larındaki

GT GD C H L M O
sciences /saɪəns/ = NOUN: fen, bilim, ilim, teknik, beceri; USER: bilimleri, bilimler, bilim, bilimlerin, bilimlerde

GT GD C H L M O
since /sɪns/ = ADVERB: beri, bu yana, o zamandan beri; CONJUNCTION: madem, olalı, edeli, mademki, yapalı, -den beri, -dığı için; PREPOSITION: -den beri, -den itibaren, -den bu yana; USER: beri, bu yana, yana, tarihi, olma tarihi, olma tarihi

GT GD C H L M O
sites /saɪt/ = NOUN: yer, yerleşim yeri, mekân, konum, mevki, sahne; USER: siteleri, siteler, site, sitelerinde, sitelerin

GT GD C H L M O
south /saʊθ/ = NOUN: güney, lodos, güney rüzgârı; ADJECTIVE: güney, güneyden esen; ADVERB: güneye, güneyden; USER: güney, güneyinde, güneyinde Otel, güneye

GT GD C H L M O
staff /stɑːf/ = NOUN: personel, kadro, değnek, kurmay, asa, porte, baston, destek; ADJECTIVE: personel, kurmay; VERB: personel sağlamak, kadrosu olmak; USER: personel, personeli, staff, personelin, çalışanları

GT GD C H L M O
strategic /strəˈtiː.dʒɪk/ = ADJECTIVE: stratejik, şartlara uygun, savaş stratejisine uygun; USER: stratejik, stratejik bir

GT GD C H L M O
supervising /ˈsuː.pə.vaɪz/ = VERB: denetlemek, gözetmek, yönetmek, nezaret etmek, idare etmek, bakmak; USER: denetlenmesi, denetleme, denetlemek, nezaret, denetleyen

GT GD C H L M O
supervisory /ˈsuː.pə.vaɪ.zər/ = ADJECTIVE: denetleyici, yönetsel, yönetim ile ilgili; USER: denetleyici, denetim, denetleme, gözetim, denetimsel

GT GD C H L M O
tel = USER: tel, Telefon

GT GD C H L M O
term /tɜːm/ = NOUN: dönem, terim, süre, ifade, koşul, devre, söz, sınır taşı, regl dönemi, doğum zamanı, adet dönemi; VERB: adlandırmak, demek, isim vermek; USER: terim, dönem, vadeli, süreli, vadede

GT GD C H L M O
that /ðæt/ = CONJUNCTION: o, ki, şu, için, diye; PRONOUN: o, ki, şu, diye; ADVERB: böyle, o kadar, bu kadar; ADJECTIVE: öteki; USER: o, bu, olduğunu, olduğu, ki, ki

GT GD C H L M O
the

GT GD C H L M O
to /tuː/ = PREPOSITION: karşı, göre, -e, -ye, -ya, -e doğru; USER: karşı, göre, için, etmek, hiç, hiç

GT GD C H L M O
treasury /ˈtreʒ.ər.i/ = NOUN: hazine, bilgi hazinesi; USER: hazine, Hazine'nin, hazine Müsteşarlığı, hazineye

GT GD C H L M O
vice /vaɪs/ = NOUN: mengene, kötülük, ahlaksızlık, zaaf, kusur, vekil, özür, çapkınlık, huysuzluk; PREPOSITION: yerine; USER: mengene, yardımcısı, Vice, başkan yardımcısı, başkan

GT GD C H L M O
was /wɒz/ = USER: oldu, olduğunu, idi, was, olduğu, olduğu

GT GD C H L M O
would /wʊd/ = VERB: -cekti, -caktı, -erdi, -ermi, -ermiydi; USER: -cekti, olur, mi, istiyorsunuz, olurdu, olurdu

GT GD C H L M O
year /jɪər/ = NOUN: yıl, sene, yaş; USER: yıl, yılın, yıllık, yılı, yılda, yılda

GT GD C H L M O
zeneca = USER: Zeneca, tarafından Zeneca, Zeneca®,

134 words